Mehmet ÖZTÜRK Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı,KESK Çorum Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü,Çorum Demokrasi Platformu adına bir basın açıklaması yaptılar
HAZİRAN DİRENİŞİNİN YILDÖNÜMÜNDE MEYDANDAYIZ!
Bizler, ETHEM, ALİ İSMAİL, MEHMET AYVALITAŞ, MEDENİ, HASAN FERİT, AHMET, ABDULLAH, MEHMET İSTİF, FADİME ANA, BERKİN ELVAN, UĞUR KURT, AYHAN YILMAZ ve SOMA’DA KAYBETTİĞİMİZ CANLAR için meydandayız!
TAKSİM’DEN WALL STREET’TEN, KÖLN’E her yerde meydandayız! 3-5 ağacımızla, arzumuzla, fikrimizle, insan olma hasretimizle, umudumuzla, direnişimizle, birlikte nefes aldığımız her yerde, meydandayız!
31 Mayıs’ta 11 yıldır ülkede hüküm süren AKP’nin zulüm ve baskı düzenine karşı gelişen tepki ve itirazlar Türkiye’nin dört bir yanına dalga dalga yayılan halk direnişine dönüştü.
Sokak sokak, mahalle mahalle tüm ülkeye yayılan direniş sadece Gezi Parkı’nı değil, bütün bir ülkeyi sermayenin talanına açan, yıllardır emek ve demokrasi düşmanlığının bayraktarlığını yapan, tüm özgürlük ve demokrasi alanlarını daraltanlara karşı halkın yükselen tepkisinin ifadesi oldu.
Gezi direnişi, AKP’nin sömürü, zorba düzeninde sesi ve nefesi zorla kesilen halkın aldığı nefes, haykırdığı sesti. Kadınlara, gençlere ve toplumun tüm ilerici-özgürlükçü değerlerine yönelik yukarıdan aşağı gelişen saldırılara karşı, özgürlüğü hedef alanlara karşı özgür bir ülke ve hayat kurma mücadelesiydi.
Sokaklarda dehşet saçan polis şiddetine ve bu şiddetin emrini verenlere karşı tüm değer ve renklerimizle, yıkılmaz dayanışma duygumuz ve direnme gücümüzle kurulan ve bugün de dimdik ayakta kalan barikattır Gezi. O barikatın ardında AKP faşizmine geçit vermemektir.
Tam 1 yıl oldu…
En ufak itiraza karşı güç kullanmayı alışkanlık haline getiren AKP, polisiyle yaşam alanlarımıza gaz bombaları yağdırıyor, silah kullanıyor, halkın can güvenliği, bizzat kendilerini korumakla görevlendirilenler tarafından tehdit ediliyor.
Demokratik ve meşru talepleri için alanlara çıkan herkes düşman olarak görülüyor, insanların cenazelerini bile istedikleri gibi kaldırmasına izin verilmiyor, Berkin Elvan'ın cenazesine katılan yüzbinler "terörist" olarak niteleniyor.
Okmeydanı'nda bizzat polis şiddetiyle büyütülen olaylar bahane edilerek Aleviler düşman olarak gösterilmeye devam ediliyor. Sokaklarda öldürülmeleri yetmezmiş gibi artık cemevi bahçesinde öldürülüyorlar.
Daha fazla kar için her gün 5-6 işçiye mezar olan azgın sömürü ağı, Soma'da kitlesel katliama ulaşarak bu ülkenin yoksul çocuklarını yerin yüzlerce metre altında ölüme gönderiyor, katillerin yargılanmasını isteyen ölen madencilerin yakınları dahil herkes polisin şiddetine uğruyor. AKP'nin tam desteğini arkasına alan polis hiçbir hukuki kritere bağlı kalmaksızın saldırıyor, dövüyor, gözaltına alıyor ve öldürüyor. Anayasa’nın 34’üncü maddesinde ifadesini bulan, evrensel ölçütler bağlamında da hakkımız olduğuna kuşku bulunmayan ifade özgürlüğümüzü kullanmak, daha dün kaybettiğimiz ELİF ÇERMİK’in ölümüne neden olan biber gazının yasaklanması başta olmak üzere tüm taleplerimizi dillendirmek; kazanımlarımıza sahip çıkmak, polis şiddeti ile sonsuzluğa uğurladığımız arkadaşlarımızı anmak ve ailelerine kulak vermek, Soma’da en gizlenemez hali ile ortaya çıkan iş cinayetlerine artık yeter demek için tüm Türkiye’de meydanlardayız
Kendisini son padişah zanneden Başbakan; bir araya geldiğimizde, sesimizi birleştirdiğimizde oluşan gücü ayrıştırıcı nefret söylemleriyle, polis şiddetiyle yıkmak parçalamak istiyor.
Bu Daha Başlangıç!
Güçlü bir akıntıya kürek çekmenin nafile olduğunu, örgütlü bir halkın önünde hiçbir zorbanın ayakta kalamayacağı gerçeğini unutuyorlar!
Tüm ipliği pazara çıkmış bu kirli düzenin kurucuları ve sürdürücüleri, iktidarını ancak zorbalıkla sürdürebileceğini sananlar bu direnişi bastıramayacaklar.
Yaklaşık bir yıldır akıl almaz, vicdana sığmaz polis şiddetine, gözaltılara, tutuklamalara, her türlü baskıya, karalamaya, hukuku askıya alan uygulamalara, yalan ve dolana karşı haklı, meşru ve kararlı mücadelemiz sürüyor.
Taksim Dayanışması’nın Haziran 2013′ten bu yana dillendirdiği temel talepler: Taksim ve Gezi Parkı’na ilişkin imar planlarının iptali; Taksim başta olmak üzere kent meydanlarında ifade özgürlüğünü engelleyen kısıtlamaların kaldırılması; direnişte gözaltına alınan ve tutuklananların serbest bırakılması; polis şiddetinin sorumlularının hesap vermesi; biber gazı kullanımının yasaklanması, Halka ve evrensel hukuka karşı suç işlemeye son vermeye çağırıyoruz.
Biliyoruz, birimiz olmadan eksiğiz…
Biliyoruz, mücadelemizde bir adım daha atmazsak Ethem, Ali İsmail, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni, Hasan Ferit, Ahmet, Abdullah, Mehmet İstif, Fadime Ana, Berkin Elvan, Uğur Kurt, Ayhan Yılmaz ve Soma’da Kaybettiğimiz canların yaktığı gibi daha çok canımız yanacak…
Biliyoruz, hak verilmez alınır. Fıtratı katliamlardan beslenenlere karşı onurlu bir yaşam, üretenlerin birliğinden gelen gücüyle, gençliğin coşkusuyla, kadınların isyanıyla, kültüründen ve kimliğinden ötekileştirilenlerin haklı ve kararlı mücadeleleriyle kazanılır.
İşyerlerinde ve alanlarda eşit, özgür ve demokratik bir ülke mücadelesini yıllardır sürdüren Türkiye’nin emek ve demokrasi güçleri bu mücadeleyi büyütecektir.
Sevgi ve özlemle andığımız gençlerin umutlarına sahip çıkarak acılarımızı ve öfkelerimizi umudumuza katıyor, şimdi eşit, özgür ve barış içinde bir Türkiye mücadelesini hep birlikte sürdürüyoruz.
Ellerimizden aldıklarınızın, bizlerden çaldıklarınızın hesabını yeniden kurduklarımızla sormak için meydanlardayız!
Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...