HABER10 ÖZEL / Furkan DÜZENLİ
twitter.com/AliyaOsmanzade

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 16 Nisan halkoylamasının ardından başlattığı diplomatik ziyaretlerin son durağı Amerika Birleşik Devletleri oldu.

İki lider ilk kez biraraya geldi. Erdoğan'ın Hindistan, Rusya ve Çin ziyaretlerinin ardından ABD ziyareti bir kat daha önem kazandı. Dünya medyasının gözü bu görüşmedeydi. Görüşme, ABD Başkanı Donald Trump için de bir ilk olma özelliği taşıyordu. ABD medyası Erdoğan-Trump görüşmesini “Trump’ın bu zamana kadar bir yabancı liderle yaptığı en zor görüşme” olarak değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önceki görüşmelerinin ardından ABD’ye Çin’den direk gitmesi, Trump’ın ise geçtiğimiz hafta terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’yi silahlandırma planını onaylaması ve terör örgütü elebaşı Gülen’in iadesi ikili görüşmelerin odak noktasını oluşturdu.

BERİL DEDEOĞLU: TAVRIMIZ KESİN, İKNA EDİCİ SÜRECE DAHİL OLMAYACAĞIZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Trump’la yaptığı görüşmeyi “virgül değil nokta mesabesinde olacak” diye yorumlamıştı. Görüşmelerde YPG’nin PKK terör örgütünün uzantısı olduğunu kanıtlayan dokümanlar ile daha önce PYD/YPG’ye silah yardımlarının Türkiye’de terör örgütü PKK’nın yaptığı saldırılarda kullanıldığına dair kanıtları da ABD'li muhataplara sunuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünü değerlendiren Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, “Özellikle ABD’nin YPG’ye verdiği silahlar konusunda pazarlık marjımız yok anlamında kullandı o sözü. Tavrımız kesin, ikna edici sürece dahil olmayacağız deyip tutumumuzu söyleyeceğiz." diyerek yorumladı.

Kadir Has Üniversitesi'nden Akın Ünver ise, "Silahlanma kararının Erdoğan ile görüşmesinden sonra açıklanmasını bekliyordum. Öncesinde böyle bir açıklama yaparak, Trump aslında Erdoğan'a Amerikan devletinin başka çıkarları var demek istiyor" diyor.

DONALD TRUMP: BİRLİKTE ÇALIŞMAK İÇİN SABIRSIZLANIYORUM

ABD ziyaretinin kodlarını iki liderin basın toplantısından çıkarabiliyoruz. ABD Başkanı Donald Trump ABD-Türkiye ilişkilerinin köklü geçmişine atıfta bulunarak “Türkiye'nin Suriye'deki dehşet verici katliamların durdurulması için verilen çabalara liderlik etmesini takdir ediyoruz.” dedi ve ekledi: “Türkiye'ye PKK, DEAŞ gibi terör gruplarıyla mücadelede destek veriyor ve terör gruplarına güvenli alan bırakmama konusunda güvence veriyoruz."

ABD Başkanı Trump, sözlerine, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ortadoğu'da barışı ve güvenliği sağlamak, ortak tehditlerle mücadele etmek ve tüm insanlarımız için haysiyetli bir gelecek yaratmak için birlikte çalışmaya sabırsızlanıyorum." şeklinde devam etti.

“ABD’nin bugün kesin bir Ortadoğu siyaseti yok, Amerikalı bürokratların Obama döneminden kalma küçük bürokratik hedefleri var. Trump’ın ise bu noktada karşısında iki yol bulunuyor” diyen SETA Araştırmacısı Hasan B. Yalçın Trump’ın ikilemini şöyle açıklıyor: “Kendi dış politikasını mı kuracak, yoksa savunma bürokrasisinin dar çıkarlarına mı hapsolacak?”

İKTİDAR VE MUKTEDİR OLMAK ARASINDA DONALD TRUMP

SETA’dan Muhittin Ataman, Türkiye’nin Trump ile ilgili hayal kırıklığının arkasında yatan sebeplerden birini de, ABD'de iktidar ve muktedir olmak arasındaki ince farkın görülememiş olmasına dayandırıyor:

"Şunu unuttuk bir an: Trump'ın düzen karşıtı tavrı, ABD'nin Orta Doğu'ya yönelik siyasetini ne kadar değiştirecek bunu hesaplayamadık. Öyle görünüyor ki ABD Savunma Bakanlığı Trump'tan bir taviz kopardı."

ABD’nin PYD tercihini de sorgulayan Hasan B. Yalçın; “Bugün herkes soruyor, ABD bu savaşta neden PYD’yi tercih etti diye. Aslında cevap basit: ABD PYD’yi stratejik anlamda çözümsüzlüğün sürdürülmesinde en kullanışlı aktör olarak gördüğü için tercih etti. Asıl amaç, bir tarafın tek başına Suriye iç savaşında galip gelmesini engellemek.” dedi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: ZİYARETİMİZİN TARİHİ BİR DÖNÜM NOKTASI OLDUĞUNA İNANIYORUM

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuşmasında, Türkiye ile ABD'nin BM, NATO ve G20 gibi kilit kuruluşlar içerisinde yakın işbirliği içinde olduğunu vurguladı, “Önümüzdeki süreçte bu platformlar başta olmak üzere her alanda diyalog ve dayanışmamızı daha da artırmanın kararındayız. Doğrusu ben bu ziyaretimizin bu bakımdan tarihi bir dönüm noktası teşkil edeceğine inanıyorum.” değerlendirmesini yaptı.

Yeni Şafak gazetesinden Mehmet Acet, Erdoğan’ın Fırat Kalkanı ve sonrasındaki Sincar harekatı ile ‘Bir gece ansızın yeniden gelebiliriz’ sözünü hatırlatarak bu sözün Türkiye’nin elini güçlendiren bir başka argüman olduğunu yazdı. 

Uluslararası medya kuruluşları ise tarihi görüşmeyi, tüm gerginliklere rağmen Trump'tan Erdoğan'a hoş karşılama olarak gördü.

Güvenlik konularının yanı sıra iki lider, iki ülke arasında ekonomi, ticaret, yatırım, enerji ve savunma sanayi alanlarında işbirliğini artırma konusunda hemfikir olduklarını ifade ettiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek hafta NATO Zirvesi için Brüksel’e gidecek. Zirvede terörle mücadele konusunun gündeme geleceği belirtildi. Erdoğan ise zirveyle ilgili; “Müttefiklerimizle konuyu masaya yatıracağız. Bu temasların bölgenin istikrarını garanti altına alacak, Suriye'nin gerçekleriyle uyumlu bir sonuca ulaşmamızı sağlayacağına inanıyorum. Temenni ederim ki şuana kadar ortaya konulan bazı gerçeklerden dönülmüş olunur, çünkü bu olayları yaşayan biziz." dedi.