CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYIP ERDOĞANIN TÜM MUHTARLARA VERMİŞ OLDUĞU HEDIYELER
Muhtar bile olamaz diyerek hem şahsımla hem sizlerle dalga geçti. Ama bu millet önce bu kardeşinizi milletvekili, sonra Cumhurbaşkanı yaptı. Muhtar kardeşlerimiz çok önemli bir görev ifa ediyor. Demokrasinin yerelde başladığını söyledim. Demokrasi önce ailede, mahallede, köyde güçlenir. Orada ne kadar güçlenirse ülkeye de o kadar sirayet eder.
Siyasi rakiplerimiz ellerindeki büyük propaganda araçlarıyla bir şeyler yaparken, biz köy ve mahalleleri, evleri tek tek gezdik. Muhtarlar bu yüzden en fazla yol arkadaşlığı yaptığımız kişiler oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken muhtarlarla çok iyi çalışmalar içerisinde bulunduk.
Muhtarlarımızın en önemli sorunlarından birinin ücret sorunu olduğunu biliyoruz. 2002'de göreve geldiğimizde muhtarların eline geçen 97 liraydı. 2005'te 245 lira yaptık. Son olarak 880 liraya çıkardık.
Muhtarlara belediyelerden ayni yardım desteği getirdik. Türkiye ekonomisi arttıkça sizlerin de maaşları artacak. Hak ve yetkiler konusunda muhtarlıklara daha fazla yetkiler verilecek.
Ekonomik kalkınma yerelde başlar. Büyük devlet olma vizyonu yerelde başlar. Köylerimizin, mahallelerimizin ufkuyla hükümetin ve Cumhurbaşkanının ufkunun aynı yere bakması lazım.
Bire bir aynı düşünmek zorunda değiliz. Milletimiz ve geleceğimiz için ortak bir akıl oluşturmak zorundayız.
Huzurun ve güvenliğin daha da artmasında sizlerin gayretine ihtiyacımız var.
Sizlerin de yakından takip ettiği gibi: en can alıcı sorun olan terör meselesini çözmeye çalışıyoruz. Yıllardır ret, inkar politikasına maruz kalan Doğu ve Güneydoğu illerini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz.
Diğer illerdeki vatandaşlarımızı da rencide etmemeye çalışıyoruz.
Çok sayıda badire atlattık. Milletimizin çözüme inancı daha da arttı. Bu süreci bozmak isteyen içeride ve dışarıda çok sayıda merkez var. Bütün dert güçlenen bir Türkiye'yi istemiyorlar. Biz de inadına yeni Türkiye güçlü Türkiye diyoruz.
Bu süreci sabote etmek isteyenler her zaman olacak. Terör meselesi Türkiye'nin önündeki en güçlü engel. Gezi olayları adı altında sahnelenen oyun büyük Türkiye'yi istemeyenlerin işiydi.
17-25 Aralık darbe operasyonları da büyük Türkiye'yi istemeyenlerin tezgahıydı. Milletimiz bu oyuna gelmedi. Milletin feraseti önünde durulmaz. Önce yerel seçim sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi elhamdüllilah bu kardeşinizi yüzde 52'yle seçildi.
Millet küçümsenmez, milletin feraseti önünde durulmaz. Çeşitli sabotajları sahneye koyacaklar. Sizler de bu oyunlara karşı uyanık olacaksınız.
Hepimiz bu ülkenin ferdi değil miyiz? Bu kin, öfke niye? Yarın seçimler var. Doğu ve Güneydoğu'da birileri oyunuzu şu partiye verin yoksa buraları yakarım diyenlere karşı dik duracaksınız. Bu ülkede namuslu insanlar namussuzlar kadar cesur olmalı. Evet bu İnönü'nün lafıdır.
Hakkari'de havalimanı yapılıyor gidip yakıyorlar. Yol götüren biz, hizmet götüren biz. Sizi kim daha çok seviyor? Oranın vekilleri mi biz mi?
Bu kirli oyunları bozacak olanlar sizlersiniz.
Siz Kürt partisi diyorsunuz? Onlar üst akıl için çalışıyorlar. Siz cemaat diyorsunuz. Bakıyorsunuz onlar da üst akıl için çalışıyor. Bu üst akıl verdiği akıllarla bunları yönlendiriyor.
Türkiye'nin istikametini sadece millet belirleyecek. 2011'de Türkiye'nin yatırımlarıyla Somali'de değişim başladı. Siz değerli muhtarlarımızın nazarında soruyorum: Bu ecdad fakir ülkelere sessiz kalmadı. Ecdadın torunları da Allah'ın izniyle kalmadı kalmayacak.
Fakir ülkelere 2002'de 45 milyon dolar hibe veriyorduk. Şimdi 4.5 milyar dolar.
Osmanlı Cihan Devleti Habeşistan'da yıllarca adaletle hükmetti. Peygamber Efendimiz sahabe efendilerimizi Habeşistan'a gönderdi.
TİKA olarak ecdad yadigarı Cibuti'deki eserleri yeniden restore edilecek.
Osmanlı Devleti buradan çekildikten sonra buraya gelenler sömürgeci zihniyetleriyle orada sadece altın gördüler. Biz bu topraklara insani ve vicdani nazarla bakıyoruz.
Dünyanın en büyük elçiliklerden birini Somali'de inşa ediyoruz. 80 dönüm bir araziye kuruyoruz. Oradaki kardeşlerimizin yanındayız.
Somali dünyanın en yoksul ülkelerinden biri. Somali'deki emniyeti sağlamak için kimsenin kılı kıpırdamıyor. Kobani olduğu zaman dünya ayağa kalkıyor. Ordan gelenler de bize geliyor. 200 bin insanı misafir ettik. Şimdi çiftetelli oyunuyorlar. O bombaladığınız yerleri kim onaracak?
Kendilerine Halep dediğimiz de kimse yanaşmıyor. Gazze dediğinizde kimse görmüyor. biz 2011 yılında Somali'ye gidip talimatlarımızı verdik. Bu milletin evladı olarak oradaki Türk doktorların, hemşirelerin, sağlık memurlarından Allah razı olsun.
Orada 4 yaşında bir yavrumuzun ayağına bir kurşun isabet etmiş. Dedim ki bu hastane olmasa ne olacaktı? Bizim adalet anlayışımız spesifik değil.
Bize dediler ki, oraya gitmeyin. Orası güvenli değil. Biz dinlemedik tabi. Korkuyu korkutanlara korku hiçbir şey yapamaz.
Biz Somalili kardeşlerimizin yanına koşmasaydık ecdad bizden hesap sorar. Allah bizden hesap sorar. Büyük devlet olma budur. Milletten aldığımız güçle tüm insanlığa hizmet edeceğiz.
Bu ülkenin her bir ferdi bu küresel vizyona sahip olduğu için biz bu yolda ilerliyoruz.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...