Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
Demokratikleşme Paketi ile "Andımız"ın kaldırılmasına yönelik
eleştirilere cevap verdi.
İlk ve orta okullarda ant uygulamasının 1933 yılında başladığını hatırlatan Erdoğan
"Andımız olarak bilinen metnin yazarı son derece tartışmalı isim olan
Reşit Galip'ti. Reşit Galip Türkçe ezan zulmünün mimarlarındandır.
Ayrıca Reşit Galip insanları kafa taslarına göre sınıflandıran
sözüm ona bir bilim insanıydı. Ant uygulamasının cumhuriyetimizle uzaktan yakından
ilgisi yoktur. CHP ve MHP bu uygulamanın tarihini bilmedikleri için kestirmeden
bir istismar kampanyası başlatıp milleti yanıltma yoluna gidiyorlar" dedi.
*****************************************
Andımız'ın yazarı kimdir? Neden andımız
kaldırılıyor demokratikleşme paketi
Andımız'ın yazarı kimdir? Andımız'ı ilk defa kim yazdı? Neden Andımız
İlkokullarda kaldırılacaktır? Demokratikleşme paketinde geçen o madde.

Yetmiş altı yıldan beri ilkokullarda her sabah söylenmekte olan
“Öğrenci Andı” nı yazan ve 23Nisan 1933'te Türk çocuklarına armağan
eden de Dr. Reşit GALİP’tir.
Prof. Dr. Afet İNAN, “Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler” adlı eserinde
Dr. Reşit GALİP ve “AND” hakkında şunları yazmıştır:
“1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya Köşkü’ne geldiği
vakit, Atatürk’ün yanında bana bir kâğıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı.
“Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek
istediğim vakit, bir and meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin
23 Nisan çocuklarına armağanı” dedi:
"Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun."
Bu sözler, Türk çocukları tarafından o yıldan beri tekrarlanmaktadır.
Vatanperver Dr. Reşit GALİP, evvelâ bir baba olarak bu hisleri duymuş;
sonra da Millî Eğitim Bakanı olarak okulçocuklarına bu andı içirmişti.”
Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayı kararı
ile bu “Öğrenci Andı”nı, idealist Millî Eğitim Bakanının belirttiği şekilde
uygulamaya koymuştur.
Talim Terbiye Kurulu’nun bu kararına göre, öğrencilerin her gün tekrar edeceği
“Öğrenci Andı” ile ilgili olarak Millî Eğitim Bakanlığı, metni bu yazımızın sonuna
alınan 18 Mayıs 1933 tarih ve 1749/42 sayılı genelgeyi yayımlamıştır.
“Öğrenci Andı”nın amacı ve söylenirken nelere dikkat edilmesi gerektiği
bu genelgede açıklanmıştır. 29 Ağustos 1972 tarih ve 14291
sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesinde
“Öğrenci Andı”na aşağıdaki son bölüm eklenmiştir.
“Türküm, doğruyum, çalışkanım; yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi
saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek,
ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.Ey bu günümüzü
sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta
hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.Ne mutlu Türküm diyene”
“Öğrenci Andı”nın bugün söylenmekte olan metni, Millî Eğitim Bakanlığı
Tebliğler Dergisi’nin Ekim 1997 tarih 2481 sayısında yayımlanan
Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin
10. Maddesiyle belirlenmiştir. Bu maddeye göre ilköğretim okulunda
öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde
topluca aşağıdaki “Öğrenci Andı”nı söylüyorlar.
“Türküm, doğruyum, çalışkanım.İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi
saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan
yürüyeceğime and içerim.Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.Ne Mutlu Türküm Diyene!”
Andımız Dr. Reşit Galip tarafından yazıldı.Başbakan Erdoğan'ın
açıkladığı demokratikleşme paketi ile ise zorunlu olmaktan çıkarılıyor.
Farklı ırklardan gelen Türk vatandaşlarının çocuklarının
her sabah Türküm,doğruyum demek istememelerinden yola çıkarak yapılan
düzenlemeyetepkiler gelmeye başladı.
Andımızın yazarı tartışmalı isim
İlk ve orta okullarda and uygulaması 1933 yılnda başladı. Andımız'ın yazarı son derece
tartışmalı bir isim olan Dr. Reşit Galip'tir. Andımızın yazarı olan Reşit Galip
Türkçe ezan zulmünün mimarlarından, Türkçe ezan metnininyazarlarındandır.
Aynı Reşit Galip insan kafataslarını ölçen,insanları kafataslarına göre
sınıflandıran anlayışı destekleyensözümona bir bilim insandır. Geçen yıl arşivlerden
bazıgörüntüleri göstermiştim bir tanesi de oydu.
Andımız uygulamasının cumhuriyet temelleriyle alakası yoktur. CHP ve MHP bu uygulamanın
tarihi gelişimini bilmedikleri için kestirmeden bir istismar kampanyası başlatıp milleti yanıltmak istiyor
Andımız en başta şekil olarak bugüne denk düşmeyen bir uygulamadır.
Bunu 1930'lar ve 40'lardaki Hitler ve Stalin gibi diktatörler zamanında toplumu formatlamak için
bu tür uygulamalar yapılıyordu. Bunun başarısız olduğu görüldü, dünyanın hiçbir ülkesinde
böyle bir uygulamakalmamıştır. Baskıcı diktatöryel rejimler dahil bu uygulamanın faydasız
olduğunu görmüş ve kaldırmış bulunmaktayız.
Bal bal demekle ağız tatlanmaz... Balı yersen ağız tatlanır. Her sabah Türküm demekle Türk olunmaz
. Her sabah doğruyum çalışkanım demekle doğru ve çalışkan olunmaz. Çocuklara her gün
aynı şeyleri söyleterek ancak ve ancak lafzı hafızalara kazırsın ama anlamla ilgili hiçbir yansıma
göremezsin. İnsan sabah okul bahçesinde slogan tekrarlayarak değil, eğitim ve terbiye ile bir takım
değerlere sahip olur. Türkiye'nin itibarını yerlerde sürüklediler..
1932 yılında bakanlık görevine gelen Reşit Galip'in Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına söylettiği andımız bazı değişikliklerle günümüze kadar devam etti.
Hergün yaz-kış, çamur-yağmur demeden ilkel bir şekilde zorla söylettirilen Andımızın İlkokullarda devam etmesi tepki ile karşılanırken, ortaokullarda kaldırılması sevindirici bir gelişme olarak değerlendirildi.
Memurlarnet.biz'in haberine göre; özellikle içerisinde ırkçılık kokan ifadelerin yer alması bir çok kesim tarafından tepki ile karşılanmıştı. Eski Başbakanlarımızdan Prof.Dr. Necmeddin Erbakan'ın andımızla ilgili ifadeleri 1 yıl hapis cezası almasına sebep olmuş ve siyasi hayatı sekteye uğratılmıştı. Erbakan konuşmasında; 'Bu ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe başlarken besmele ile başlar. Siz geldiniz besmeleyi kaldırdınız, ne koydunuz yerine Türküm, doğruyum, çalışkanım. Sen bunu söyleyince öbür taraftan da müslüman evladı ya öyle mi, ben de kürdüm daha doğruyum, daha çalışkanım deme hakkını kazandı ve böylece siz bu ülkenin insanlarını birbirlerine yabancılaştırdınız.' demişti.
ÖĞRENCİ ANDI (1933)
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
And, 1972 yılında değiştirildi. 29 Ağustos 1972 tarih ve 14291 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesinde andda yer alan "budunumu" kelimesi "milletimi" olarak değiştirilirken "Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan cümle ile sonra yer alan "Ne mutlu Türküm diyene" cümlesi eklendi:
ÖĞRENCİ ANDI (1972)
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam;
küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi, canımdan çok sevmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene!
And, 1997 yılında ikinci defa değiştirildi. "Öğrenci Andı"nın günümüzde söylenmekte olan metni, Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinin Ekim 1997 tarih 2481 sayısında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 10. Maddesiyle belirlenmiştir. Bu maddeye göre ilköğretim okulunda öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca aşağıdaki "Öğrenci Andı"nı söylüyorlar:
ÖĞRENCİ ANDI (1997)
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
Dr. Reşit Galip kimdir?
Rodoslu, eski İttihatçı, Şeyh Sait'i astıran İstiklal Mahkemesi'nin hukukçu olmayan üyesi.
Atatürk'e kafa tutmuş ve onu Rus lokantacı karı-kocaya İş Bankası'ndan verilecek usulsüz bir krediye aracılık etmekle suçlamış.
Atatürk onu sofradan kovduğunda "Bu, milletin sofrasıdır; kaldıramazsınız!" diyerek kafa açınca Atatürk sofrayı terk etmiş. Daha sonra onu affettiğinde iki asker çağırıp iskemlesinden kaldırtmış ve mealen "Ahan da biz adamı istersek böyle kaldırtırız" diye aşağılamıştır.
Birinci Türk Tarih Konferansı'nda Türk ırkının özelliklerini "uzun boylu, uzun beyaz simalı, düz veya kemerli ince burunlu, muntazam dudaklı, çok kere mavi gözlü ve göz kapakları çekik değil, badem gözlü bir ırk" olarak tanımlamış.
Biraz daha ileri giderek "Müslümanlık: Türk'ün milli dini" adlı tezinde, Hz. İbrahim, Hz. İsmail ve Hz. Muhammed'in Türk olduğunu iddia etmiş.
Prof. Afet İnan ‘Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler' adlı eserinde onu şöyle anlatıyor:
"1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya Köşkü'ne geldiği vakit, Atatürk'ün yanında bana bir kağıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı. ‘Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir and meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı' dedi…"