15 TEMMUZ'DAN BU YANA NELER OLUYOR ?

ÇORUM 8 Eylül 2016 22:01
A
a

..................

Çorum'da neler oluyor?

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında başlatılan terör temizliği operasyonları ülke çapında hız kesmeden devam ediyor.

Sözüm ona kendini uyanık zanneden bazı iş adamlarının ülkelerini önce satıp, sonra da kaçmaları yetmiyormuş gibi şimdi de uzaktan kumandalarıyla hain emellerine devam etme çabasında olduklarını görüyoruz.

FETÖ terör örgütünün finansman ayağında, iş yerlerini birbirleriyle anlaşmalı satışlarla, al gülüm ver gülüm hesabıyla gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Örneğin Çorum'da FETÖ bağlı kuruyemiş mağazaları olan firmaların iş yerlerini kendilerine yakın kişilere ya da iş ortaklarına devrettikleri görülüyor.

Peki soru şu; bu iş yerleri devredilmeden neden Maliye el koymuyor ? Ya da satın alanlar hangi cesaretle bu iş yerlerini satın alıyorlar?

Bu iş yeri sahiplerinin hala yurt dışında bulunan Amerika'da yaşayan terör örgütünün ele başı Fetullah Gülen gibi, Gürcistan'dan işlerini organize ettiği açıkca görülmektedir. Türkiye'ye yakın olan ülke Gürcistan, adeta FETÖ'nün para aklama ve saklanma üssü olarak mı kullanılıyor?

Hülle yoluyla iş yeri satışları yapılıyor. Devlet bu işlerde geç mi kalıyor?

Kısacası bu işletmeler sağ cebinden, alıp sol cebine koyuyorlar. Peki bu aldatmaya ve iş yerlerinin satışlarına Maliye ve Vergi dairesi neden ses çıkarmıyor?

Bu satışlarda trilyonlarca satış gerçekleşiyor ama satış sözleşmeleri nerede? Bu paralar elden ele verilerek kara para mı aklanmaya çalışılıyor?

Yapılan bu devirlerin incelenmesi, satışlara onay veren noterliklerin saptanması, alan ve satan arasındaki bağlantıların ortaya çıkarılması artık farz olmuştur.

Vatanından kaçan, Milletinden kaçan, devleti AB projeleriyle trilyonlarca dolandıranlara ve paraları yurt dışına kaçıranlara göz yummak Vatan hainliği değildir de nedir?

Suçu işleyen kadar suça göz yuman da aynı derecede suçlu değil midir? Ahmet'ten alıp Mehmet'e verince terör örgütü sadece isim değiştirmiş olmuyor mu? Kuruyemiş firmasının eski ismi Gülince iken şimdi İnce kuruyemiş olmuş kimi kandırdığınızı zannediyorsunuz?

İsimleri bizde saklı olan bu iş yerleri ve iş adamlarına yetkililer tarafından en kısa zamanda müdahale edilmesini bekliyoruz. Türk adaletine olan sonsuz güvenimizi de hesaba katarak adaletin tecelli edeceği günün takipçisi olacağımızı da belirtmek istiyoruz.

Alan da, satan da, göz yuman da, bunu bilip susan da vatan hainidir düsturuyla biz bildiklerimizi açıklıyor ve sorularımıza cevaplar arıyoruz. Niyetimiz birilerini suçlamaktan öte şeffaflığın sağlanmasını istemektir. Bu anlamda kimseyi itham etmiyor, suçlamıyoruz. Tek gayemiz gerçeklerin ortaya çıkmasıdır.

İkinci bölüm

Soruşturmaların ciddiyetinin anlaşılması adına faydalı olacağını düşündüğümüz önemli kalemlerin yazılarını da paylaşmayı uygun görüyoruz.

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı dünyaca ünlü İslam Hukuku Profesörü hemşehrimiz Prof. Dr. Hayrettin Karaman, FETÖ soruşturmalarına dikkat çektiği köşesinde, bazı tavsiye ve uyarılarda bulundu.

İşte Karaman’ın o yazısı

"Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri (fâsık) size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın." (Hucurât: 49/ 6.)

Âyetin gelişi özel sebep/olay üzerine olsa da, haberleri, doğruluğunu araştırmadan kabul etmenin uygun olmadığı yönündeki mânası ve hükmü geneldir, her zaman ve mekanda geçerlidir.

Bu âyetin vahyedilme sebebi onu doğru anlama ve uygulamada yardımcı olacaktır:

Velîd isimli sahâbî'yi Peygamberimiz (s.a.) bir kabileye, zekat toplamak üzere gönderiyor. Velîd ile o kabile arasında bir gerginlik bulunduğu için karşılamak için harekete geçtiklerinde kendisine bir şey yapacaklarından korkuyor, geri dönüp geliyor ve Peygamberimiz'e "kabilenin İslam'dan döndüklerini", başka bir rivayette "zekatı vermediklerini ve kendisini öldürmeye kalkıştıklarını" söylüyor.

Peygamberimiz mealini verdiğimiz âyet gereğince haberi hemen kabul edip harekete geçmek yerine araştırıp soruşturma yoluna gidiyor ve Hâlid b. Velîd'i tahkikat için gönderiyor. Hâlid gerekli araştırmayı yapıyor ve haberin yalan olduğunu tespit edince dönüp Peygamberimiz'e durumu anlatıyor. Bu arada kabilenin temsilcileri Efendimiz'e gelip durum hakkında bilgi veriyor ve borçlarını da ödüyorlar. Âyet, Peygamberimiz'in bu davranışını teyit ediyor.

Her haberi doğru kabul edip harekete geçmenin vahim sonuçları tecrübe edilmiş olduğundan Peygamberimiz "Acele etmemek Allah'tan, acele etmek ise şeytandandır" buyurmuşlardır.

Âyette geçen "fâsık" kelimesini, "yalancı ve günahkâr olduğu bilinen" manasına almak doğru değildir; çünkü Peygamberimiz böyle birini istihdam etmez, ama "her denenmemiş, doğruluğu sabit olmamış kimsede potansiyel olarak bu ihtimal vardır", kelimeyi böyle anlamak daha uygundur, nitekim Peygamberimiz de bu ihtimal üzerinden hareket ederek soruşturma yapılmasını istemiştir.

Ülkemizin inşallah atlatmış olduğu büyük felaketten sonra haklı bir temizlik hareketi başladı, ancak bunu fırsat bilen fâsıkların da bulunduğu bir gerçek; ellerine birer FETÖ karası alanlar kendi durum, duygu ve çıkarlarının sevki ile masum insanların alınlarına sürebiliyorlar.

İyi niyetli bazı dostlar soruşturma yapanlara müdahale edilmemesini güçlü bir şekilde ifade ediyorlar, bunda haklılar, ama aynı güçle bir de soruşturmayı yapanlara bu yalancı, iftiracı fasıkların bulunduğunu ve hazırladıkları bilgi ve belgelerin sahte de olabileceğini hatırlatmak gerekiyor. Ayrıca bu komisyonlara kesin bilinen suçlu ve masumlar hakkında bilgi vermek de amaca hizmet eder.

Abdurrahman Dilipak'ın 30 Ağustos tarihli yazısındaki şu hatırlatma da iyi niyetli bir dost hatırlatmasıdır.

"…Sanırım biz bu temizlik operasyonunda bir yanlış da yapıyoruz. Mesela belediye başkanı paralelci ise, Genel Sekreter, Personel/İnsan Kaynakları Müdürü paralelci ise, siz bu adamlar eli ile temizlik yapıyorsanız, temizlenecek olan, Paralelciler değil, dün kendileri ile beraber olup, bugün kopmaya çalışanlar olacaktır ki zaten de öyle oluyor. Ya da düzmece evraklar, istihbarat raporları, ihbarlarla diledikleri birini suçlu gösterebiliyorlar. Çünkü onlar bu işi çok iyi biliyorlar. Kendi içlerinden feda edilecekleri de biliyorlar. Onun için de asıl kriptoları gizleyip zayıf halkaları öne çıkarıyorlar. Böylece operasyonun inanılırlık ve ciddiyetini de sulandırıyorlar. Zaten Gülen de izin verdi ya, dillerinin ucu ile küfür de edebilirler. 'Tasfiye operasyonu' vesilesiyle birileri örgütü deşifre etmelerinden endişe ettikleri birilerini tasfiye ediyor olabilirler. Bazı belediyelerde yaşanan olaylardan sonra örgütten ayrılıp FETÖ'yü suçlayanları, hemen FETÖ'cü diye tasfiye ettiler mesela. Onu tasfiye edenler asıl FETÖ'cülerdi. Buna dikkat etmek gerek…"

Şimdi son olarak 15 Temmuz için 15 sorumuz olacak;

1-Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf ve Sanatkârlar Birlikleri, Borsalar ve diğer odalar FETÖ ile mücadelede neden sessiz kalmaktadırlar? Neyi bekliyorlar?

2-Bazı oda başkanlarının FETÖ’cü üyelerini korumak için akla ziyan bahaneler bulduğu iddiaları doğru mudur. "Seçimle geldiler ne yapabiliriz?" diye bir mazeret olabilir mi?

3-FETÖ denilen yapı sadece kamu kurumlarına memur olarak mı sızmıştır? Oda başkanlarının 15 Temmuz’dan ve OHAL'den haberi yok mu?

4-Bazı oda başkanlarının çıkar ilişkilerindeki kurum ve kişileri korumak için lobi ve baskı yapmaya çalışması 15Temmuz ruhunu anlamamakla eşdeğer değil midir?

5-Oda başkanlarının FETÖ ile mücadelede gereken özeni göstermemesi bir “samimiyet krizine” yol açmaz mı?

6-Hangi illerdeki odaların FETÖ üyelerince yönetildiği ve odalarda ne kadar kontenjanları olduğunu kim, ne zamana kadar örtebilecek?

7-Bazı odalarla bağlantılı üniversitelerde FETÖ üyelerine, Fatih Üniversitesi mezunlarına ve Bank Asya görevlilerine fazladan yapılan indirim yetkisini kim, ne amaçla vermiştir? Niye?

8-Yine bazı odalarda, hangi üniversite ve öğretim üyeleriyle proje yapılmıştır? Son 5 yılda oda kaynaklarının yağmalanmasına yol açan projeler ve proje ortakları kimlerdir?

9-FETÖ’cü odalar kadar hangi STK’lar bir yuvalanma ve operasyon merkezi olarak destek görmüştür? Kamusal alanın kontrol edilmesinde STK’ların rolü ve sorumluları kimlerdir?

10-FETÖ’cü STK’lara destek verenler, bina, kira, finans ve etkinlik sponsorluğu yapanlar, bu desteğin siyasi ve finansal ayakları kimlerdir?

11-Oda, Borsa ve STK'ların finansal hareketliliğinde kimler yer almıştır. Kime ne amaçla hangi paralar
ödenmiştir?

12-Oda, Borsa ve STK'ların yurtdışı fuar adı altında düzenlediği geziler hangi ülkelere ve ne amaçla yapılmıştır?

13-Ticaret ve Sanayi Odaları seçimlerini kimler organize etmiş ve belirleyici olmuşlardır?

14-Oda ve Borsalar üzerinden hangi dernekler kullanılarak himmet adı altında para toplanmış, para toplamaya aracılık eden kimlerdir?

15-Ne mutlu milli irade’nin yanında duranlara ne mutlu 15Temmuz’u anlayanlara bildiğimiz tek doğru değil midir?
Kaynak : www.hitittv.com
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

hava durumu HAVA DURUMU
anket ANKET

YENİLENEN SİTEMİZİ NASIL BULUYORSUNUZ?

e-gazete E-GAZETE
arşiv HABER ARŞİVİ
linkler LİNKLER
  • http://www.hitittv.net Çorum'un Ulusal ve Yerel
  • İnteraktif haber sitesi
  • Sondakika Çorum Haberleri
duyurular DUYURULAR
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat
sol reklam
Önce çevre
Erdoğan reklam