ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay)
Sayın Köse, tehdit ve şantajından vazgeçmemiş terör unsurlarıyla görüşme yapmak sorunu çözme açısından ne kadar ahlakidir, ne kadar hukukidir vesair şeyleri sordular. Sayın Köse, bu çabalar, çalışmalar… Eğer İmralı görüşmelerine atıf yapıyor iseniz, İmralı görüşmeleri -daha önce de defalarca ifade etmiştim- İmralı hükümlüsünün
Türkiye’ye geldiği 99 yılından itibaren zaman zaman yapılmıştır. Bu görüşmeler nedeniyledir ki 1999 yılında örgüte bağlı silahlı unsurlar yurt dışına çıkış girişiminde bulunmuşlardır. O aşamada yaşanan birtakım sıkıntılardan mütevellit süreç akamete uğramıştır ve maalesef bugüne kadar bu sorun süregelmiştir. Belki o süreçte daha sağlıklı bir yöntem izlenebilseydi bugün bu problemlerle uğraşmıyor olabilirdik diye komisyonda da ifade etmiştim.
Bu açıdan, bu yapılan çalışmalar, devletin elinde olan bir imkânı kullanmaması görevi ihmal olur, görevi kötüye kullanma olur. Türkiye'nin bir problemi var mı? Var. Sizin kendi içerisinde şu anda siyaset yaptığınız partinizin bu konuya ilişkin şurada, elimde onlarca düzenlediği raporlar var. Bu raporlarda bu sorunun tanımları var. Bu sorunun çözümü için önerdiğiniz çözüm yolları var. Bütün bunların üzerinde çalışmak, bütün bunlarla ilgili emek sarf etmek ve
Türkiye'yi gelecekte bu problemden arındırmak bu ülkeye sevdayla bağlı olanların işidir. Onun için, birbirimizi farklı değerlendirmelerle ifade etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Bu sorun senin de canını yakıyor, benim de yakıyor; doğudakinin de canını yakıyor, batıdakinin de canını yakıyor. Amaç, silahların tamamen devre dışında bırakılması ve bundan sonra Türkiye'de hukuku zorlayan, insanların kanını, canını yakan bu problemi ortadan kaldırmaktır. Buna dönük çalışmalar elbette ki belli mesafeler alır ise hukuk sınırları içerisinde sürecin sonlandırılması çalışmaları gelecektir.
TUFAN KÖSE (Çorum) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, silahları elinden alınmış askerlere Silivri’de savunma hakkı bile tanınmazken teröristlerle elde silah pazarlık yapıldığını hepimiz gözlemliyoruz ve görüyoruz. Geçtiğimiz ocak ayında PKK’lılarla kucaklaştılar diye, BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıracağız. diye bir bardak suda fırtına estirmişti Sayın Başbakan ama bundan, bugün –tabii, kaldırılsın istediğimizden değil- söz edilmiyor. Bugün de Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılacağı hakkında bir bardak suda fırtına kopartılmaya çalışılıyor.
Benim sorum şu: Bülent Arınç’a suikast davasının sonucu ne oldu? Deniz Feneri davasının sonucu ne oldu? Bunlar hakkında bizi aydınlatırsanız -kamuoyuyla birlikte- seviniriz. Teşekkür ediyorum.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay)
Bir diğer soru, Sayın Köse’nin sorusu: Silivri’de askerlere savunma hakkı tanınmazken eli silahlı teröristlerin yurt dışına çıkmasına dair görüşmeler yapılmasına dair bir soru. Yine, Sayın Arınç’la ilgili soruşturma ne aşamadadır? Deniz Feneri’yle ilgili soruşturma ne aşamadadır?
Sayın Arınç’la ilgili olan soruşturma ilgili savcılık tarafından devam etmektedir. Bu konuyla ilgili verilen yazılı soru önergelerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği cevaplar müteaddit kereler tarafınıza aktarılmıştır.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...