Araştırma sonuçlarına göre; sosyal medyada geçirilen 5 dakika zamandan sonra kişiler abur cubur besinlere daha fazla ihtiyaç duymaya başlıyor ve yüksek yağ ve/veya şeker içeren besinlere daha fazla yöneliyorlar. Bu durumda iki çeşit önlem alınabilir. İlki, seçtiğimiz atıştırmalıkların daha sağlıklı olmasını sağlamak. İkincisi, sosyal medya da geçireceğimiz süreyi azaltmak. Genelde ikincisi çokta başarılı olamadığımız bir yöntem. O nedenle sosyal medya başında zaman geçirirken; cips yerine kuruyemiş, tatlılar yerine kuru meyve veya taze meyveleri tercih etmeye başlamamız gerekiyor. Su, maden suyu, bitki çayı gibi içecekleri elimizden düşürmemek ise kalori maliyeti sıfır olan sağlıklı bir seçenek.
Araştırma sonuçlarına göre; kişiler egzersize ayırdıkları vaktin iki katından fazlasını sosyal medyaya ayırıyor. Bu da hareketsizliğe bağlı kilo alımına sebep oluyor. Amerika’da sosyal medya da geçirilen toplam süre yılda 12 milyon saatten fazla. Sosyal medyaya ayırdığımız toplam günlük sürenin dörtte birini egzersize ayırarak günde 200 kalori ve daha fazlasını harcayabiliriz.
Başka bilimsel çalışmalar ise, sosyal medyanın kilo aldırıcı etkisinin altında sadece sosyal ve psikolojik değil fizyolojik nedenler olduğunu da ortaya koydu. LED ışık veren ekranların (bilgisayar, akıllı telefon, tabletler vs.) önünde iki saatten daha uzun zaman geçirilmesi vücudumuzda melatonin sentezini yavaşlatıyor. Melatonin düzeylerinin vücudumuzda düşmesi uykuya dalmakta güçlük yaratıyor. Uykusuzluğun kilo almak konusunda en önemli faktörlerden biri olduğu ise bilimsel olarak kanıtlandı. Günde 5 saat ve daha az süre uyuyan kişilerin, günde 8 saat uyuyan kişilere göre karın bölgelerinde daha fazla yağ olduğu ve günde ortalama 300 kalori daha fazla aldıkları biliniyor. Uykusuzluğa engel olmak için, toplam LED ekran önünde geçirilen sürenin 2 saatin altında olmasında fayda var. Eğer sosyal medya yüzünden uykusuzluk sorunu çekiyorsanız, uyku saatlerinize yakın 1 kupa melisa veya Sarı kantaron çayı tüketebilirsiniz.
Sosyal medya ile ilgili en önemli tartışılan noktalardan biri de; yeme bozukluklarına sebep olup olmayacağı yönünde. Bazı bilim adamlarına göre sosyal medya, özellikle ergenlik dönemindeki genç kızlarda beden imgesinin bozulmasına yol açarak; anoreksiya ve bulimianın yaygınlaşmasına neden olabilir. Sosyal medyada; paylaşılan resimlerin altına yapılan yorumların ve gençlerin arkadaşlarının kendileri hakkında yazdıkları durum iletileri ve göndermelerin beden imgesinde bozulmaya yol açarak kişinin sağlıklı kilosunda olmasına rağmen kendisini şişman görmesine neden olabileceği yönünde görüşler mevcut.
Sosyal medyada geçirdiğiniz süreç için 5 altın beslenme önerisi
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...