Elvan Simsek

hitittv.net

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Takip edin:

UYAN VE ARTIK KARARINI VER BE KARDEŞİM

Uyan ve diril be kardeşim!.Son İki gün kalmış sen hala kendini düşünüyorsun... ÜLKENİ SEVİYORSAN YA AK PARTİ DİYECEKSİN YADA AB-İNGİLİZ -ABD-ALMANYA-İSRAİL-FRANSA-BELÇİKA GİBİ KAOS DÜŞÜNEN ÜLKELER GİBİ OL YADA CHP-MHP-SP BBP-HDP GİBİ KOALİSYON DÜŞÜNEN PARTİLERLE AYNI YERDEN BAKAN PARTİLERLE OLURSUN...

KARARINI ŞİMDİ VER SANDIĞA GİT OYUNU VER ARTIK....

Uyan ve diril be kardeşim!...

Son İki gün kalmış sen hala kendini düşünüyorsun...

Uyan ve diril kardeşim!... Bir savaşım halindesin ve yılların kazanımlarını ayaklarınla devirdiğinin farkında mısın? Sadece sana dokunmuyor ucu! Tepki göstererek, sarı kart göstererek sana sunulan fırsatı kaçırdığını biliyor musun? Karasız kalma, doğru kararda “bir”leş kardeşim.!

İşte bu savaşımı aleni olarak yürüten iç ve dış güçleri anlamakta zorlanmıyorum da, en çok bu güçlere çanak tuttuğunun farkında olmayan ve “bu sefer bir ders verelim” modunda olan bu mahallenin alnı secdeli kurtarıcılarına içerleniyorum arkadaş! Dur! Bir de sen cephe olma bu savaşa! Tereddütsüz cenke katıl ve çarpış! Şimdi “ama” cümlelerini kurmanın vakti değil kardeş! Unutma ki; hepimiz aynı gemideyiz ve dolu dizgin yol alıyoruz. Ne olur, gemiyi delmek isteyenlere fırsat verme!

Kanıma en çok ne dokunuyor biliyor musunuz? Futbol takımı tutar gibi parti fanatizmi yapanları anlıyorum da –çünkü o zaten hastalıklı bir hal!- sözüm ona kendini muhafazakâr camianın akıllısı, aydını, kurtarıcısı… gören kesimi anlamakta güçlük çekiyorum. Aslında çekmiyorum da ama fitil fitil çe-ki-yo-rum işte!

… Neden mi?!!!

Benim gibi bir yığın da insan var. Biliyorum, Eyvallah kardeş! diyeceksin. Evet eyvallah! Ancak bu son dönem siyaset fotoğrafına yakından bakınca; mevzunun klasik bir seçimden öte derin anlamlar ifade ettiğine kani oldum. Bu seçimde tarafsız olmanın bir vebal olduğuna, imkânlar dâhilinde katkı sağlamanın elzem olduğuna, senden kaynaklı ihmalkârlıklardan dolayı istikrarın bozulması halinde ömür boyu vicdan azabı içinde yaşayacağına, bu nedenle de tüm imkânlarla müdahil olunması gerektiğine inanmaya başladım. (Buna da mı günaydın! Ama öyle...) Biliyorum biraz uzunca ve karmaşık bir cümle oldu. Bol miktarda ünlem ve soru işaretlerim var. İşte şu an böyle bir ruh halini yaşıyor cümlelerimiz. Öyleyse neden cümlelerimizi kısaltıp düzelemiyoruz?

Hayır, kimsenin oy derdinde değilim. Hiçbir partinin barajı da beni alakadar etmiyor. Ne de koalisyon hesapları… Sadece başını kafanın arasına alıp son yirmi yılın muhasebesini yapmaya davet ediyorum. Her şey güllük-gülistanlık demiyorum. Sadece üçüncü- beşinci sınıf hayattan bugün artık insan yerine konulduğunu bir hatırla! Bir hatırla ki; başörtülü olduğun için okuldan atıldın, İmam Hatip Lisesinde okuduğun için katsayı engeline takıldın. Yerinden yurdundan sürülmüşken yeniden memleketimin dağlarına bahar geldi ve akan kan bir nebzecik de olsa durdu. Yani bundan sonrası için de “istikrar” diyorum. Diğer teferruatlara girmiyorum artık. Gerek de yok! Var gerisini sen düşün!

Hal böyle iken hala; “bu sefer bir ders verelim.” keyfiyetiyle ucu bilmem nerelere varan tahriplere yol açtığının farkında değil misin?

Uyan ve diril kardeşim! Kararsızlığını “BİR”de karar kıl! Öyle bir kıl ki; düşman bakışlarında eriyip kül olsun. Ümmet senin dirilişinle hayat bulsun. İnsanlık senin yürüyüşünle canlansın. Canlansın ki geleceğe dua olarak akıp gitsin!

Bu kutlu yürüyüşte en gür sedanın inananların olması duasıyla!...