KANAL19'DA SONSÖZ PROGRAMI'NIN KONUĞU SABİHA DOĞAN
Kategori: - Tarih: 16 Mayıs 2014
18:33
Kanal 19 'da Her hafta Cuma günü 21:00 Canlı Yayınlanan SON SÖZ Programının Moderatör Elvan Şimşek bu akşam Milat Gazetesi Yazarı Sabiha Doğan canlı yayın konuğu olacak. Soma madeninde ölen Çorum'luları ve Soma'daki kömür ocağında yaşanan facia Türkiye'yi yasa boğdu. Mutlaka izleyin
Soma ve enerji savaşları
Soma Madencilik firmasının açıklamasının bir bölümünde şu cümleler yer almaktadır: "Madencilik sektöründe ilk kez görülen bir olayla karşı karşıyayız. Madencilik sektöründe madenin yapısı gereği birdenbire yüksek oranlı bir yangın söz konusu olamaz. Yangından 5 dakika önce bütün ölçüm mekanizması bütün verilerin normal şartlarda olduğunu göstermiştir. Ne yazık ki işletmemizde mühendislik ve teknik olarak bugüne kadar görülmeyen ve açıklanamayan yangın vuku bulmuştur."
Bu bilgiler çerçevesinde sebebi henüz açıklanamayan bir olayla karşı karşıya olduğumuzu belirterek şu noktalara dikkat çekmek isterim:
1- Başka olaylardan vakıf olduğumuzun aksine medya bu işte firma sahibini nerede ise hiç gündeme almıyor, suçlamıyor.
2- İşletme suçlanmıyor, aksine işletmenin hiçbir eksiği yoktu sözleri öne çıkartılıyor.
3- Sendikalar ikircikli bir tutum takınıyor. Madencilik'te etkili olmak isteyen bazı sendikalar ise olayı manipüle ederek kendine yer açmaya çalışıyor
4- İngilizler, Koç, Doğan ve Gezici gruplar yaşanan elim olayı hükümete karşı bir inisiyatif yaratmak için kullanıyor. Yani ölümlerden kendi siyasi hedefleri için medet umuyorlar.
5- Firma sahibi bizzat kendisi geçmişte ifade etmiştir. Batmış bir adam iken Koç'un taşeronluğunu alarak kurtuluyor ve devasa bir holding haline geliyor. Hükümete karşı her türlü organizasyonun baş finansörü Koç’un kurtardığı bir adam yüzlerce insanın ölümüne rağmen medya tarafından da korunuyorsa dikkat çekiyor.
6- Bölgede elektrik düzenlerine ilişkin haftalardır bir sorgulama yapıldığı vatandaşlar tarafından iddia ediliyor. (Soru işaretli bir durum. Küçük bir olay abartılıyor olabilir)
7- Olayın olduğu gün işletmeye sivillerin girdiği iddia ediliyor. (6. maddedeki çekince ile yaklaşıyorum)
8- Ali Tezel bir bölümün betonla kapatıldığını ve buranın patladığını iddia ediyor. (Kaynak ve gerekçeleri sorgulanmaya muhtaç ciddi bir iddia.)
9- Firma ilk günden itibaren yaptığı açıklamalarda patlamaların trafodan olmadığını söylüyor. Bu ise Ali Tezel'in firma olayı trafoya bağlamaya çalışıyor iddiasını çürütüyor.
10- Bir işçi dinamit patlatıldığını söylüyor. (Bu konuda yayınlanan video anlaşılamaz bilgiler içeriyor. İşçinin tam olarak ne anlatmak istediği belli değil. Uzman sorgulaması gerektiriyor.)
11- İki ayrı patlamadan söz ediliyor (Yukarıdaki dinamit iddiasını ileri süren işçi söylüyor ve ikinci patlamadan önce madenden çıktığını ifade ediyor)
12- İçeride birinci yangının söndürüldüğü ama ikinci bir yangın çıktığı iddia ediliyor.
13- Madendeki olay Türkiye’de yeni bir toplumsal hareketliliğe malzeme yapılıyor.
Bu vakıa Türkiye iş tarihinin en büyük faciasıdır. Olayın meydana geliş şekli ve sonrasında yaşananlar tipik bir maden kazası olmadığının en bariz göstergesidir. Türkiye yaklaşık bir yılı aşkın bir süredir bir yumuşak güç operasyonu ile karşı karşıya bulunuyor. Başta hükümet ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Enerji Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Türkiye'nin büyük enerji operasyonları sebebiyle birçok ülkenin ve gücün hedefinde olduğu biliniyor. Dünya enerji piyasaları yeniden şekilleniyor. Ukrayna'da yaşanan olaylar bile Türkiye'nin gelecek onlu yıllarda dünyanın en büyük enerji koridoru olmasının ve bütün Avrupa'nın Türkiye'ye muhtaç olduğunun bariz işaretlerini veriyor.
Halkbank operasyonu Türkiye'nin Kuzey Irak ile yaptığı enerji anlaşmaları ve İran ile yaptığı ticareti sekteye uğrattı. Türkiye Gezi ve 17 Aralık ile büyük bir badire atlattı. Bu iki hadisenin de uluslararası yönlendirmenin eseri olduğu, Türkiye'ye yönelik yumuşak güç operasyonu olduğu noktasında hiç tereddüt yaşamıyorum. O sebepledir ki, Soma'da yüzlerce insanımızın ölümüne, binlerce çocuğun yetim, kadının dul, annenin evlatsız kalışına sebep olan bu hadisenin de Türkiye'ye karşı büyük bir operasyonun ayağı olabileceği endişesi ve şüphesini taşıyorum.
Yumuşak güç operasyonlarında sosyal medyanın kullanımı konusunda çalışma yapan bir araştırmacı olarak sorguluyorum: "dirensoma" şeklinde açılan bazı sosyal medya hesaplarının daha olay gerçekleşmeden günler öncesinin tarihini taşıyor olmasının anlamı nedir? 15 Kasım 2012'de "bilgisayar-teknoloji" alanında açılan sayfanın ilk paylaşımını 14 Mayıs'ta yapıyor olmasının anlamı nedir? Bir diğer sayfanın 23 Nisan 2014 tarihini taşıyor olmasının ve 14 Mayıs öncesinde sadece bir paylaşım yapmış olmasına rağmen 14 Mayıs'tan itibaren paylaşım patlaması yaşamasının anlamı nedir? Bir diğerinin 7 Mayıs tarihinde açılmış olması ve 14 Mayıs öncesinde paylaşım olmaması ne anlama geliyor?
Son not: Yukarıda ifade ettiğim düşüncelerin küçük bir kısmını önceki gün bir paragrafla yazmıştım. Enerji Bakanlığı'ndan staj yapmış olan bir bayan kardeşimiz ifadeleri iznimle alıp duvarında yayınladı. Kendisine yapılan saldırıları görünce hayretler içerisinde kaldım.
Bu bilgi ışığında soruyorum. Acı hepimizin acısı. Acı 77 milyonun acısı. Her türlü ihtimali sorgulamak suç mudur ki birileri direkt olarak farklı ihtimallerin olabileceğini dile getirince saldırıya geçiyorlar. Neden farklı fikirleri ileri sürenler susturulmak isteniyor.
Soma Madencilik firmasının açıklamasının bir bölümünde şu cümleler yer almaktadır: "Madencilik sektöründe ilk kez görülen bir olayla karşı karşıyayız. Madencilik sektöründe madenin yapısı gereği birdenbire yüksek oranlı bir yangın söz konusu olamaz. Yangından 5 dakika önce bütün ölçüm mekanizması bütün verilerin normal şartlarda olduğunu göstermiştir. Ne yazık ki işletmemizde mühendislik ve teknik olarak bugüne kadar görülmeyen ve açıklanamayan yangın vuku bulmuştur."
Bu bilgiler çerçevesinde sebebi henüz açıklanamayan bir olayla karşı karşıya olduğumuzu belirterek şu noktalara dikkat çekmek isterim:
1- Başka olaylardan vakıf olduğumuzun aksine medya bu işte firma sahibini nerede ise hiç gündeme almıyor, suçlamıyor.
2- İşletme suçlanmıyor, aksine işletmenin hiçbir eksiği yoktu sözleri öne çıkartılıyor.
3- Sendikalar ikircikli bir tutum takınıyor. Madencilik'te etkili olmak isteyen bazı sendikalar ise olayı manipüle ederek kendine yer açmaya çalışıyor
4- İngilizler, Koç, Doğan ve Gezici gruplar yaşanan elim olayı hükümete karşı bir inisiyatif yaratmak için kullanıyor. Yani ölümlerden kendi siyasi hedefleri için medet umuyorlar.
5- Firma sahibi bizzat kendisi geçmişte ifade etmiştir. Batmış bir adam iken Koç'un taşeronluğunu alarak kurtuluyor ve devasa bir holding haline geliyor. Hükümete karşı her türlü organizasyonun baş finansörü Koç’un kurtardığı bir adam yüzlerce insanın ölümüne rağmen medya tarafından da korunuyorsa dikkat çekiyor.
6- Bölgede elektrik düzenlerine ilişkin haftalardır bir sorgulama yapıldığı vatandaşlar tarafından iddia ediliyor. (Soru işaretli bir durum. Küçük bir olay abartılıyor olabilir)
7- Olayın olduğu gün işletmeye sivillerin girdiği iddia ediliyor. (6. maddedeki çekince ile yaklaşıyorum)
8- Ali Tezel bir bölümün betonla kapatıldığını ve buranın patladığını iddia ediyor. (Kaynak ve gerekçeleri sorgulanmaya muhtaç ciddi bir iddia.)
9- Firma ilk günden itibaren yaptığı açıklamalarda patlamaların trafodan olmadığını söylüyor. Bu ise Ali Tezel'in firma olayı trafoya bağlamaya çalışıyor iddiasını çürütüyor.
10- Bir işçi dinamit patlatıldığını söylüyor. (Bu konuda yayınlanan video anlaşılamaz bilgiler içeriyor. İşçinin tam olarak ne anlatmak istediği belli değil. Uzman sorgulaması gerektiriyor.)
11- İki ayrı patlamadan söz ediliyor (Yukarıdaki dinamit iddiasını ileri süren işçi söylüyor ve ikinci patlamadan önce madenden çıktığını ifade ediyor)
12- İçeride birinci yangının söndürüldüğü ama ikinci bir yangın çıktığı iddia ediliyor.
13- Madendeki olay Türkiye’de yeni bir toplumsal hareketliliğe malzeme yapılıyor.
Bu vakıa Türkiye iş tarihinin en büyük faciasıdır. Olayın meydana geliş şekli ve sonrasında yaşananlar tipik bir maden kazası olmadığının en bariz göstergesidir. Türkiye yaklaşık bir yılı aşkın bir süredir bir yumuşak güç operasyonu ile karşı karşıya bulunuyor. Başta hükümet ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Enerji Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Türkiye'nin büyük enerji operasyonları sebebiyle birçok ülkenin ve gücün hedefinde olduğu biliniyor. Dünya enerji piyasaları yeniden şekilleniyor. Ukrayna'da yaşanan olaylar bile Türkiye'nin gelecek onlu yıllarda dünyanın en büyük enerji koridoru olmasının ve bütün Avrupa'nın Türkiye'ye muhtaç olduğunun bariz işaretlerini veriyor.
Halkbank operasyonu Türkiye'nin Kuzey Irak ile yaptığı enerji anlaşmaları ve İran ile yaptığı ticareti sekteye uğrattı. Türkiye Gezi ve 17 Aralık ile büyük bir badire atlattı. Bu iki hadisenin de uluslararası yönlendirmenin eseri olduğu, Türkiye'ye yönelik yumuşak güç operasyonu olduğu noktasında hiç tereddüt yaşamıyorum. O sebepledir ki, Soma'da yüzlerce insanımızın ölümüne, binlerce çocuğun yetim, kadının dul, annenin evlatsız kalışına sebep olan bu hadisenin de Türkiye'ye karşı büyük bir operasyonun ayağı olabileceği endişesi ve şüphesini taşıyorum.
Yumuşak güç operasyonlarında sosyal medyanın kullanımı konusunda çalışma yapan bir araştırmacı olarak sorguluyorum: "dirensoma" şeklinde açılan bazı sosyal medya hesaplarının daha olay gerçekleşmeden günler öncesinin tarihini taşıyor olmasının anlamı nedir? 15 Kasım 2012'de "bilgisayar-teknoloji" alanında açılan sayfanın ilk paylaşımını 14 Mayıs'ta yapıyor olmasının anlamı nedir? Bir diğer sayfanın 23 Nisan 2014 tarihini taşıyor olmasının ve 14 Mayıs öncesinde sadece bir paylaşım yapmış olmasına rağmen 14 Mayıs'tan itibaren paylaşım patlaması yaşamasının anlamı nedir? Bir diğerinin 7 Mayıs tarihinde açılmış olması ve 14 Mayıs öncesinde paylaşım olmaması ne anlama geliyor?
Son not: Yukarıda ifade ettiğim düşüncelerin küçük bir kısmını önceki gün bir paragrafla yazmıştım. Enerji Bakanlığı'ndan staj yapmış olan bir bayan kardeşimiz ifadeleri iznimle alıp duvarında yayınladı. Kendisine yapılan saldırıları görünce hayretler içerisinde kaldım.
Bu bilgi ışığında soruyorum. Acı hepimizin acısı. Acı 77 milyonun acısı. Her türlü ihtimali sorgulamak suç mudur ki birileri direkt olarak farklı ihtimallerin olabileceğini dile getirince saldırıya geçiyorlar. Neden farklı fikirleri ileri sürenler susturulmak isteniyor.
*********************************************************************************
Soma'da meydana gelen facia dolayısıyla sırf hükümete muhalefet olsun diye
doğruya doğru eğriye eğri diyemezseniz inandırıcılığınızı yitirirsiniz.Elbette
sorumlular cezalandırılmalı ama daha kurtarma çalışmaları bitmemişken
patlamanın sebebi kesinleşmeden felaket tellallığı yapmanın en çok Türkiye
düşmanlarına yarayacağını unutmayalım.
"Deprem değil bina öldürür" misali Soma'da da büyük olasılıkla kömür ocağı değil, ihmal ve hata ölüm getirdi.
Soma'da yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, tüm Türkiye'mize başsağlığı
diliyorum.
Kaynak : www.hitittv.com
https://www.hitittv.net/haberprint/kanal19-da--sonsoz-programi-nin-konugu-sabiha-dogan-11312.html