"TÜRKİYE'NİN ÖNÜ TIKANDI"
Darbeciler tarafından idama mahkum edilen 529 Mısırlı masum başta olmak üzere birçok kesimin gözünün bugün burada olduğunu dile getiren Kamalak, Türkiye’nin önünün tıkandığını belirterek şöyle konuştu: "Siyaseten tıkanmıştır. Ahlaken tıkanmıştır. Ekonomide tıkanmıştır. Türkiye kısır kavgaların, içi boş polemiklerin, seviyesiz tartışmaların esiri edilmiştir. Dış Politikada ise tam bir facia yaşanmaktadır. Gerçekten Türkiye tarihinin hiçbir döneminde bu kadar yalnız ve bu kadar etkisiz duruma düşmemiştir. Bu yüzden Türkiye’nin yeni bir sese, yeni bir söze, eskimez pörsümez yeni bir siyasete ihtiyacı vardır. Bu siyasetin adresi Saadet Partisidir. Saadet Partisi, kökünü maziden alan bir atidir. Kadim gelenekleriyle, kerim geleceğe yürüyen partidir."
"SANKİ SEÇİMDEN DEĞİL SAVAŞTAN ÇIKTIK"
30 Mart seçimlerinin kutuplaştırma siyaseti nedeniyle bir genel seçim havasında geçtiğini hatırlatan Kamalak, projelerin değil, kasetlerin etkin olduğu bir seçim olduğuna dikkat çekti. "Sanki seçimden değil savaştan çıktık." diyen Kamalak, 18 vatan evladının bu seçimlerde hayatını kaybettiğini söyledi.
Tillo adaylarının da öldüğünü dile getiren Kamalak, hayatını kaybedenlere Cenab-ı Allah’tan rahmet, kederli ailelerine de başsağlığı diledi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen seçimlerde 27 yerde belediye başkanlığını kazanarak varlığını hissettirdiğini ifade etti. Belediye meclisi ve il genel meclisi üyelikleri dikkate alındığında bu seçimlerden yüzde 2.8 oy ile çıktıklarını aktardı. Bu oranın son yapılan 2011 genel seçimleri dikkate alındığında önemli bir yükselişin habercisi olduğunu kaydetti. 2010 yılında 'biz daha iyisini yaparız' diyerek Saadet Partisi’ni bölenlerin, bugün siyasi hayattan silinip gittiğini vurgulayan Kamalak, Saadet Partisi'nin ise istikrarlı bir yükselişle varlığını sürdürmeye devam ettiğini söyledi. "Küresel emperyalizmin temsilcileri, içerideki bir kısım işbirlikçiler eliyle bizim arsamıza gecekondu kurdurmuşlardır." diyen Kamalak, Allah'ın izniyle bu gecekonduları, 1970'lerde Milli Selamet ile 1980 ve 90'larda Refah Partisi ile nasıl söküp attıysalar, bugün de Saadet eliyle söküp atacaklarını ve milletin yolunu açacaklarını vurguladı.
"SİYASAL HAYATIMIZIN EN ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTALARINDAN BİRİ OLACAK"
Konuyu cumhurbaşkanlığı seçimlerine getiren Kamalak, "Ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri siyasal hayatımızın en önemli dönüm noktalarından birisi olacaktır. Saadet Partisi hem aldığı oy oranı bakımından hem de hitap ettiği kitle yönünden, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin anahtar partisi haline gelmiştir. Saadet Partisi son seçimlerde, Türkiye geneline hitap eden oy dağılımı ile dikkat çekmiştir. Saadet Partisi Karadeniz’de olduğu kadar Akdeniz’de de vardır. Doğu Anadolu’da olduğu kadar Batı’da da vardır. Bayburt’ta olduğu kadar Konya’da, Malatya’da olduğu kadar Bursa’da vardır. Bu, Saadet Partisi açısından Türkiye’nin tümünü kucaklayabilecek bir potansiyelin göstergesidir." ifadelerini kullandı.
"SİYASİ HESAPLAR YAPARAK KİMSEYE TUZAK KURMADIK"
Milli Görüşçülerin ülkenin ikbal ve istikbalini, her zaman kendi ikbal ve istikbalinden önde tuttuklarını belirten Kamalak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi hesaplar yaparak, kimseye tuzak kurmadık. Birlikte yola çıktıklarımızı yolda bulduklarımıza satmadık. Gizli Kapaklı işler çevirmedik. Göründüğümüz gibi olduk, olduğumuz gibi göründük. Gün geldi partilerimiz kapatıldı. Engellendik, yasaklandık, hapislere atıldık. Gün geldi üzerimize tanklar sürüldü. Ama tek bir taş atmadık. Tek bir kem söz dahi söylemedik. Korktuğumuzdan değil, Milletimize olan sevdamızdan dolayı göz yaşımızı gönlümüze akıttık. Bugünler geçicidir dedik. Biz bedel ödedik, ama asla milletimize, ülkemize, hiçbir bedel ödetmedik."
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde temel sorunun 'Kim Cumhurbaşkanı olacak?' sorusu değil, 'Nasıl bir Cumhurbaşkanı?' sorusu olduğuna dikkat çeken Kamalak, "Kurulu düzenden yana olacaksa, sömürgeci ekonomiden yana duracaksa, beylerden, zadeganlardan, küresel baronlardan yana olacaksa, AB’nin ABD’nin talimatına pür dikkat kesilip, milletin feryadını duymazdan gelecekse, adı Ahmet olmuş, Mehmet olmuş ne fark eder. Biz adamın kaşına gözüne değil, hak ve batım mücadelesindeki duruşuna bakarız." değerlendirmesinde bulundu.
MİLLİ GÖRÜŞÇÜLER NASIL BİR CUMHURBAŞKANI İSTİYOR?
Milli Görüşçülerin nasıl bir Cumhurbaşkanı istediklerini ise Kamalak, şöyle açıkladı: "Basiret, feraset ve dirayet sahibi olacak. Olayların gelişimini önceden görecek. Gücün değil Hakkın ve Haklının yanında yer alacak. Beytülmale sahip çıkacak. Fakir fukaranın, garip gurabanın hakkını koruyacak. Kendi ikbalini değil, Memleketin istikbalini düşünecek. İnançlı olacak. Başka düşünce ve inançlara da saygılı olacak. Şeffaf ve güvenilir, şaibesiz ve dürüst olacak. Nizamulmülk o meşhur Siyasetname'sinde der ki; devlet yöneticisinin kapısı mazlumlar için hep açık olmalı. Allah bu rütbeyi bize, zalimlerin elini mazlumlardan çekelim diye vermiştir. Bu yüzden bizim seçeceğimiz Cumhurbaşkanı zalimle işbirliği yapmayacak, şartlar ne olursa olsun mazlumun yanında yer alacak. Bizim seçeceğimiz Cumhurbaşkanı her şeyden önce adil olacak, bütün icraatlarında adaleti gözetecek. Unutulmamalı adalet mülkün temelidir. Merhametli olacak. Bir insanın ayağına diken batsa onu yüreğinde hissedecek. Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, Adli İlahi gelir de Ömer’den sorar onu' şuurunda olacak."
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde öncelikli temennilerinin öfkenin değil sağduyunun, gerilimin değil aklıselimin hâkim olması olduğunu dile getiren Kamalak, Türkiye'nin son dönemde çok fazla gerildiğini, çok fazla kutuplaştığını, dün Çanakkale’de vücudunu birbirine siper eden ecdadın torunlarının bugün birbirine taş atar, kurşun sıkar hale geldiğine dikkat çekti.
"BU GERİLİM DAHA FAZLA SÜRDÜRÜLEMEZ"
"Bu gerilim daha fazla sürdürülemez, sürdürülmemelidir." diyen Kamalak, şöyle devam etti: "Gerilimin, kavganın kimseye faydası olamaz. Geçmişte bunu çok acı ve çok kanlı faturalarla tecrübe ettik. Bir an evvel Türkiye normalleşmelidir. Haset ve kaset siyasetinden vazgeçmelidir. Türkiye’nin kutuplaşmaya değil kucaklaşmaya ihtiyacı vardır. Renklerimiz, düşüncelerimiz, hassasiyetlerimiz farklı olabilir. Ama hepimiz aynı bahçenin gülleri, ayni milletin evlatlarıyız. Birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, bu Milletin arasına yeni fitne tohumları serpmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu noktada en büyük sorumluluk ise hem iktidara, hem de anamuhalefete düşmektedir. Maalesef her iki tarafın da kullandığı üslup milletimizin sahip olduğu asalet ve nezaketten çok uzaktır. Son 12 yılda yapılan bütün seçimler hep suni gerginliklerle, kısır kavgalarla, içi boş polemiklerle yürütülmüştür. İktidar ve anamuhalefet arasında hep aynı horoz döğüşü sahneye konmuştur."
"KİMSE BİZİ KENDİ GÜNAHLARINA ORTAK EDEMEZ"
Kendilerine daha önce 'Ergenekoncu musunuz, Esadcı mısınız' dendiğini hatırlatan Kamalak, "17 Aralık operasyonları başladı. İktidar bütün kanalları bize kapattı. Mesela Kanal 7’ye çıkmak istedik. Hatta araya aracılar koyduk. Bir saniye olsun bizi çıkarın, düşüncelerimizi anlatalım dedik. Çıkamadık, çıkarmadılar. Ama 12 yıl boyunca Cemaatle iş tutanlar kendi geçmişlerini unutup, Bugün TV’ye çıktık diye döndüler bize; vay efendim siz paralelci misiniz dediler. İşte 12 yılın özeti budur; Tayyipçi misin, Ergenekoncu mu; Tayyipçi misin Esadcı mı; Tayyipci misin paralelci mi? İkisi de değiliz arkadaş, ikisi de değiliz. Biz Milli Görüşçüyüz. Biz yalnız hakkı bilir, yalnız hakkı söyleriz. Biz ne devlet içindeki paralel yapılanmayı tasvip eder, ne de yolsuzlukların üzerinin örtülmesine rıza gösteririz. Kimse bizi kendi günahlarına ortak edemez. Bizim derdimiz makam derdi değil, hizmet aşkıdır Millet aşkıdır. Biz, ne yaparsak Allah rızası için yaparız. Herkes bilsin ki bundan önce olduğu gibi bundan sonra da, hükümetin doğru hizmetlerini teşvik etmek, yanlış faaliyetlerini engellemek için her türlü gayret ve çabanın içinde olacağız. Kınayıcıların kınamasından korkmadan, hak bildiğimiz doğruları en gür sesle haykırmaya devam edeceğiz. Susarsak namerdiz." şeklinde konuştu.
Divan Başkanı Birol Aydın ise Kamalak konuşurken, "Fatih Erbakanbirazdan salona gelecektir. Herkes önce büyük bir olgunluk içinde Sayın Genel Başkanımızın konuşmasını sükunetle bize yakışır şekilde dinlemesini rica ediyorum." uyarısında bulundu.
FATİH Erbakan DA SALONA GELDİ
Kamalak'ın konuşmasını tamamlamasının ardından salona Fatih Erbakangirdi.
Erbakan, partilileri dolaşarak selamladı. Daha sonra protokol ile de selamlaşan Erbakan, kendine ayrılan yere oturdu. Bu sırada salonda zaman zaman gerginlikler yaşandı. Sözlü ve fiziki tartışmaların yaşandığı salonda, tartışmaları araya giren diğer partililer önlemeye çalıştı.
KÜRSÜYE ÇIKINCA "ALLAHU EKBER" SLOGANLARI ATILDI
Fatih Erbakan'ın kürsüye çıkmasıyla birlikte "Allahu Ekber" sloganları yükseldi. "Merhum babam gibi sizleri bağrıma bastıktan sonra Cenab-ı Allah'a şükrediyorum." diyen Erbakan, geçmişi yad etti. Sık sık "MücahitErbakan" sloganlarının atıldığı salonda konuşan Erbakan, 45 yıldır bu davaya hizmet eden büyükleri selamladığını söyledi. Hiçbir kulun hatasız olamayacağını vurgulayan Erbakan, Milli Görüş'ün ak sakallılarına selam yolladı.
KAMALAK KONUŞURKEN NEDEN SALONA GİRMEDİ?
Yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermemek için bir konuya açıklık getireceğini ifade eden Erbakan, Genel Başkan Mustafa Kamalakkonuşmaya başladığında kongrenin yapıldığı yere geldiğini belirterek başkanın konuşması bölünmesin diye salona girmediğini ve dışarıdan dinlediğini kaydetti.
"ERBAKAN'SIZ MİLLİ GÖRÜŞ DÜŞÜNÜLEMEZ"
Kongrenin en önemli sloganının "Milli Görüş demek, Erbakan demektir" olduğunu dile getiren Erbakan, Şeyh Şamil'siz bir Çeçen davası düşünülemeyeceği gibi Erbakan'sız bir Milli Görüş'ün de düşünülemeyeceğini vurguladı. Erbakan taraftarları, "Delege uyuma,Erbakan'a sahip çık", "Bu gençlik seni Başbakan yapar." diye slogan attı.
SP'nin yeniden ayağa kaldırılması, layık olduğu yere taşınmasının hayattaki en önemli görev ve sorumlulukları olduğunu belirten Erbakan, yeni bir anlayışı hayata geçirmek için günün bugün olduğunu söyledi. Burada verilecek bir kararla, yeni bir dinanizm, yeni bir gelecek, aslından kopmayan bir SP için çalışmaların önünün açılacağını ifade eden Erbakan, hiçbir göreve kendiliklerinden talip olmadıklarını kaydetti. Kendini aday gösteren herkese teşekkür etti.
Türkiye öncülüğünde bir İslam birliğinin kurulmasının, Milli Görüş'ün iktidara gelmesine bağlı olduğunu ifade eden Erbakan, şunları söyledi:
"Saadet Partimizin yeniden ayağa kaldırılması, layık olduğu yere yeniden taşınması, bütün Milli Görüş'çüler ve bizlerin, hayattaki en önemli görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Milli Görüş'ün yeniden ayağa kalkması, parlak geleceği, Erbakan'ın ismine, eşsiz manevi mirasına yaraşır bir Saadet Partisi için yeni bir yürüyüşü, anlayışı hayata geçirmek çok büyük önem arz etmektedir. Bunu yapabilmek için gün bugündür. Burada vereceğimiz kararla, yeni bir dinamizm, yeni bir ruh, yeni bir gelecek. Aslından kopmayan yeni bir Saadet Partisi için daha etkin çalışmaların önünü açacağız.
Hiçbir göreve, hiçbir mevkiye kendiliğimizden talip olmayız ve olmadık da. Davamız için, milletimiz için, İslam aleminin kurtuluşu için bir görev yerine getirmemiz gerekiyorsa, yine o büyük liderin bir evladı olarak bundan da kaçmayız Allah'ın izniyle."
"BUNDAN BÖYLE KORKUN BİZDEN"
Çatışmak için değil, Türkiye ve İslam dünyasının karşı karşıya olduğu kronik problemleri çözmek için mücadele edeceklerini belirten Erbakan, "Bugün birlik ve beraberlik günüdür, dayanışma, kardeşlik günüdür. Bizler aynı Erbakan hocamız gibi ayrıştırıcı değil, birleştirici olacağız, ötekileştirici değil, uzlaştırıcı olacağız, uzaklaştırıcı değil, kucaklaştırıcı olacağız" diye konuştu.
Bugün Milli Görüş'ün, ikinci 40 yıl harekatını başlattıklarını, yeniden topyekun sefere çıktıklarını ifade eden Fatih Erbakan, şunları kaydetti:
"Bu kongreyle birlikte Milli Görüş dinamiği yeniden harekete geçecektir. Saadet Partisini siyaset hayatındaki en etkili aktör yapmak olan Erbakanruhu yeniden canlanacaktır. Milli Görüş'ün tarihinin en büyük atılım ve gelişme dönemi yeniden başlatılacaktır.
Bütün milletimize sesleniyoruz; Milli Görüş'ün ikinci Erbakan'ı döneminde aslımızdan kopmadan büyük bir değişiklik ve yenilik programını hazırlayacağız. Ey zalimler, sömürgeciler, ırkçı emperyalistler bundan böyle korkun bizden, yeniden diriliyoruz, yeniden şahlanıyoruz, yeniden geliyoruz."
Erbakan konuşurken, sık sık "Delege uyuma Erbakan'a sahip çık" ve "Bu gençlik seni başbakan yapar" sloganları atıldı.
KAMALAK: FATİH BEY KARDEŞİMİ BAĞRIMA BASIYORUM
Erbakan'ın konuşmasının ardından kürsüye çıkıp bir konuşma yapması beklenen Mustafa Kamalak'ın zaman darlığından dolayı hakkından feragat ettiği belirtildi. Ancak salondakilerin "Başbakan Kamalak" sloganı atması üzerine kürsüye gelen Kamalak, şunları söyledi:
"Hepinizi, Fatih bey kardeşimi sevgiyle bağrıma basıyor, hepinizi hürmetle selamlıyorum. Sizler aklı selim insanlarsınız, ne anlatacağım zaten size ben? Sizi Allah'a emanet ediyorum ve sadıklarla beraber olun diyorum."
OY VERME İŞLEMİ BAŞLADI
Delegeler genel başkanı seçmek için oy verme işlemine başladı.
https://www.hitittv.net/haberprint/f-erbakan--milli-gorus-un-ikinci-40-yil-harekatini-baslatiyoruz--11067.html