MUHAMMET KUTLU / MÜCAHİT GÜNDOĞDU / ANKARA - Terör örgütü IŞİD’e karşı NATO üyesi ülkeler tarafından kurulan koalisyon güçleri, günlerdir sınırın Suriye tarafındaki Türkmen ve Arap yerleşim birimlerini bombalayarak, bölgedeki nüfus yapısını Kürtler lehine değiştiriyor. On binlerce Türkmen ve Arap sınırımıza akın ederken, NATO üyesi ABD’nin katil Esed’e bağlı güçlere destek vermesi, “Bu nasıl müttefiklik” sorularına yol açtı.
KÜLÜNK: HEDEF TÜRKİYE’Yİ YALNIZLAŞTIRMAK
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Sykes-Picot’tan sonra Türkiye’nin güneyini yeniden bölmek istiyorlar. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra sınırları petrol üzerinden çizdiler. Yeni sınırları da Türkiye’yi güçsüzleştirmek ve petrolü kendi kontrollerinde tutabilmek için yeni bir sınır çizme çalışmasının ifadesidir bu bombalama. Bombalamanın stratejik hedefi, Türkiye’yi yalnızlaştırmaktır. Bombalamanın stratejik hedefi, bölgedeki Türkmen ve Arap nüfus yapısını değiştirip kendi kontrollerinde ayrılıkçı bir Kürt koridoru açmak istiyorlar. Bu koridordan Kuzey Irak’taki petrol ve doğalgaz kaynaklarını dünyaya ulaştırmak üzere Akdeniz hattını inşa etme planının parçasıdır. Amaç, Türkiye’yi Ortadoğu’ya çıkarttırmamak, kendi sınırları içine hapsetmektir. Türkiye’yi güçsüzleştirme operasyonunun bir parçasıdır. Bu operasyonu NATO çatısı altında Türkiye’nin müttefiki konumundaki ülkelerin yapıyor olması işi daha da vahim hale getiriyor.”
MEHMET ŞAHİN: PKK’YA DEVLET KURDURMAYA ÇALIŞIYORLAR
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi, SDE Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şahin, bölgede oluşan durumun Türkiye için büyük bir tehdit olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi. “Zaman, Türkiye için naif olma zamanı değildir. Kobani’de başlatılan ‘siyasal strateji’ devam ediyor. PKK son dönemde kaçırdığı binlerce genci Kandil’e değil, Suriye’nin kuzeyine götürmüştür. Benim gördüğüm kadarıyla kullanışlı teröristlerden oluşan IŞİD’i kullanarak, PKK ve YPG’ye meşruiyet sağlamaya çalışıyorlar. Bir kötüyle diğer kötüyü haklı hale getirme çabası var burada. Açıkça söylemek gerekirse ben Suriye’de yaşananlar konusunda kaygılıyım. PKK’ya devlet kurdurmaya çalışıyorlar. PKK kontrolünde Suriye’de oluşturulacak bir siyasal yapı hem Türkiye için hem de Barzani için tehdittir. Burada büyük bir oyunun olduğu gözüküyor. Türkiye’nin NATO üyeliğini kullanarak bu kirli planlara ciddi şekilde itiraz etmesi gerekiyor.”
IŞİD’LE SAVAŞIYOR DİYE PYD’Yİ GÜÇLENDİRİP ONA ALAN AÇIYORLAR
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem, Batı’nın sözde IŞİD’e karşı savaşıyor diye bugüne kadar Esed’e her türlü desteği verdiğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: “Sözde müttefiklerimizden oluşan koalisyon güçlerinin şimdi de IŞİD’le savaşıyor görüntüsü altında PYD’yi güçlendirmek, ona alan açmak gibi bir organizasyon içine girdikleri anlaşılıyor. AK Parti’nin terörle mücadelesinde Batı üzerine düşeni yapmamıştır. Dostluğa yakışır bir davranış göstermemiştir. Şu an olanlar önceden planlanmış ve kademeli bir şekilde yürüyen büyük bir organizasyondur. Orada Araplar ve Türkmenler yurtlarından ediliyor. Yurtlarından edilen halklara biz Türkiye olarak insani görevimizi yapıyoruz. Ancak Batı’nın bölgede terör örgütlerine alan açması hiçbir şekilde kabul edilemez. Bütün bu olanlar karşısında en ağır faturayı yine biz ödüyoruz. Onlar olayın müsebbibi hem de fatura ödemede hiçbir gayretleri yok.”
DIŞ POLİTİKAMIZI DAHA AKTİF KULLANMAMIZ GEREKİR
Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi Başkanı Hasan Celal Güzel, Batılıların Türkiye’nin güneyinde ayrı bir bağımsız Kürt reyonu hazırlamaya çalıştığını ve bunu devletleştirmek istediklerini belirterek, “IŞİD ile mücadele başlığı altında kendi siyasi emellerini ve çıkarlarını gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Orada açık açık Türkmenleri göçe zorluyorlar. Bu Ermeni tehciri gibi bir şey değil. Bu herkesin gözü önünde meydana geliyor ve bunu biz seyrediyoruz. Bunu yapanlar NATO üyesi ülkeler. Yani müttefik olarak herhangi bir durumda birlikte savaşa gireceğimiz örgütün üyeleri. Buna imkân vermemeliyiz. Dış politikamızı daha aktif ve sözü geçer politika halinde kullanmamız gerekir. Hükümetimizin geçiş döneminde olması Türkiye’nin bu gücünü kullanmasına mani olmamalıdır. Bölgede tam anlamıyla bir etnik temizlik yapılıyor” diye konuştu.
https://www.hitittv.net/haberprint/abd-ve-nato--nasil-muttefik--18155.html